Yapay zekâ, insanlık tarihinin en derin dönüşümlerinden birine öncülük ediyor. Artık bilgi, anlam ve iletişim yalnızca insanlar arasında değil, algoritmalar, veriler ve dijital arayüzler aracılığıyla da şekilleniyor. Yapay Zekâ Çağı ve Dijital İletişim: Fırsatlar, Riskler, Değişimler; bu büyük dönüşümün iletişim bilimleri, medya çalışmaları ve toplumsal yaşam üzerindeki yansımalarını disiplinler arası bir bakışla ele alıyor.
Bu kitap, yapay zekâ teknolojilerinin etik, epistemik ve kültürel boyutlarını sorgularken, aynı zamanda insan merkezli bir iletişim anlayışının geleceğini tartışmaya açıyor. Akademisyenlerin, araştırmacıların ve dijital çağın dinamiklerini anlamak isteyen tüm okurların ilgisini çekecek nitelikte olan bu derleme; bilgi otoritelerinin değişiminden dijital kamusal alanın dönüşümüne, gazeteciliğin yeniden tanımlanmasından dijital eşitsizliklere kadar geniş bir perspektif sunuyor.
Yapay zekânın iletişim alanında yarattığı dönüşüm, yalnızca araçsal değil, aynı zamanda ontolojik bir nitelik taşımaktadır: İnsan, anlam ve makine arasındaki sınırlar giderek bulanıklaşmakta; bilgi, artık yalnızca “üretilen” değil, “hesaplanan” bir olguya dönüşmektedir. Bu bağlamda kitap, dijital çağın sunduğu kolaylıkların ardındaki yapısal eşitsizlikleri, veri merkezli epistemolojilerin yükselişini ve insani sorumluluğun yeniden tanımlanma gerekliliğini vurgulamaktadır. Yapay Zekâ Çağı ve Dijital İletişim, geleceğin toplumunu yalnızca teknolojik ilerleme ile değil, etik duyarlılık, eleştirel düşünce ve katılımcı iletişim ilkeleriyle yeniden kurma çağrısı yapmaktadır.
Yapay zekâ çağında iletişim, yalnızca bir teknoloji meselesi değil; insanlığın kendini yeniden anlama çabasıdır. Bu kitap, o çabanın çağdaş bir yankısı olarak, düşünmeye, sorgulamaya ve birlikte yeniden inşa etmeye davet ediyor.
