ALIŞVERİŞ SEPETİ 0
Sepeti Boşalt
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli:  İncelemeler ve Yansımalar II
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli:  İncelemeler ve Yansımalar II
ÜRÜN DÖKÜMANI İNDİR

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli: İncelemeler ve Yansımalar II

Yeni Ürün
Ürün Kodu : 9786255711465
Barkod : 9786255711465
PAYLAŞ :
Bu eserde 2030 sürdürülebilir kalkınma hedefleri bağlamında güncel konuların, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nde yer alma durumu incelenmiş, ek olarak dijital çağda sürdürülebilir kalkınma hedefleri ve güncel konular kapsamında modelin niteliğini artırmak üzere modele ve modele uygun biçimde hazırlanan öğretim programlarına bir takım öneriler getirilmiştir. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin dijital çağın dönüşüm dinamikleriyle kurduğu ilişkiyi çok boyutlu bir biçimde ele alan bu eser, dijital yeterlikten yapay zekaya, metaverse’ten oyunlaştırmaya, ölçme-değerlendirmeden kapsayıcılığa uzanan geniş bir yelpazede modelin tüm bileşenleri ve öğretim programları incelemeleri ile, pedagojik çerçevenin yanı sıra ahlaki, toplumsal ve teknolojik yönelimler açısından detaylı bir irdelemeyi kapsamaktadır. Eser bu yönüyle küresel rekabette öne çıkan konular bağlamında modele ışık tutmaktadır.
Modelin bir diğer dikkat çekici bileşeni, 21. yüzyıl becerileri ile ileri teknoloji bütünleştirmesini, eğitim sürecinin merkezine yerleştirmesidir. TYMM, öğrencileri yalnızca bilgi tüketicisi değil, aynı zamanda bilginin üreticisi ve yöneticisi konumuna taşımayı amaçlamaktadır. Bu bağlamda dijital yeterlikler, bilgi, veri, finansal, kültürel ve sürdürülebilirlik okuryazarlık becerileriyle bütünleşik biçimde tüm derslerde işlenmelidir. Dijital yeterlilik; eleştirel düşünme, siber güvenlik bilinci, mahremiyetin korunması ve etik sorumluluk gibi temel bileşenleri içermektedir. Öğrencilerin dijital dünyada üretken ve bilinçli bireyler olarak var olabilmeleri kadar, dijital dünyanın hızına kapılmadan zihinsel ve duygusal dengelerini koruyabilmeleri de önemlidir. Bu bağlamda öğrencilerin yalnızca dijital yeterlik sahibi değil, aynı zamanda dijital anlamda sağlıklı, dengeli ve mutlu bireyler olarak yetişmelerini daha derin amaçlamalıdır. Böylece model, dijitalleşmeyi insanı güçlendiren bir süreç olarak konumlandırabilir. dijital yeterliklerin bazı düzeylerde dolaylı ve bağlamsal biçimde ele alınması, sistematik bir yapının eksikliğine işaret etmektedir. Bu durum, özellikle öğretmenlerin dijital pedagojik yetkinliklerinin güçlendirilmesi ve altyapı farklılıklarının giderilmesi yönündeki önerilerin önemini artırmaktadır.
Dijital iyi oluş kavramı, bireyin teknolojiyle kurduğu ilişkinin duygusal ve psikolojik boyutunu gündeme taşımış; Türkiye’nin Küresel Dijital İyi Oluş Endeksi’ndeki düşük performansına karşın TYMM’nin bütüncül bir yanıt üretme potansiyeline dikkat çekmektedir. Ancak, güvenlik ve erişim göstergelerindeki sınırlılıklar, uygulamada dengeyi zorlayabilecek unsurlar olarak görülmektedir. Modelin sürdürülebilirliği için dijital farkındalığın artırılması ve dezenformasyonla mücadele gibi alanlara sistematik biçimde yatırım yapılması önerilebilir.
TYMM, Yapay Zeka (YZ), Metaverse, Sanal ve Artırılmış Gerçeklik teknolojilerinin öğrenme süreçlerine entegrasyonunu desteklemektedir. Bu teknolojilerden geleceğin bireyini yetiştirme vizyonuna uygun biçimde pek çok farklı disiplinde yararlanılabilecekken; farklı alanlarda yenilikçi öğrenme fırsatları sunmaktadır. Eğitimde metaverse, sanal ve artırılmış gerçeklik teknolojileriyle öğrenmeyi yeniden tanımlama potansiyeline sahiptir. Ancak TYMM bu alanı doğrudan adlandırmamaktadır. Diğer yandan modelin dijitalleşme ve deneyim temelli öğrenme anlayışına açık olduğu görülmektedir. Metaverse, sanal ve artırılmış gerçeklik tabanlı uygulamaların öneri düzeyinde kalması, altyapı eksikliklerinin sürmesi durumunda, sanal ortamda deneyim temelli öğrenme potansiyelinin hayata geçmesi zorlaşabilir. Bu nedenle, öğretmenlerin hizmet içi eğitimlerle desteklenmesi ve donanımsal yatırımların artırılması önemlidir. Modelin Metaverse ekosistemine ve yapay zekanın uygulanma boyutuna yeterli yatırım yapılmamış olması, küresel ölçekte dijital rekabette geride kalma riski taşımaktadır. TYMM’nin seçmeli ve tematik düzeyde yapay zekâ eğitimine yer vermesi önemli bir başlangıç olmakla birlikte, bu alanın yalnızca sınırlı bir öğrenci grubuna ulaşması riskini barındırmaktadır. Bu bağlamda, Avustralya örneğinde olduğu gibi yapay zekâ okuryazarlığının tüm derslere entegre edilmesi ve erken yaşlardan itibaren etik farkındalığın kazandırılması önerilebilir.
Oyunlaştırma, TYMM’nin aksiyonel öğrenme ve sosyal-duygusal gelişim hedefleriyle doğrudan örtüşmektedir ancak yapılandırılmış oyunlaştırılmış etkinliklerin öğretim programlarına entegre edilmesi ve öğrencilerin süreç içindeki ilerlemelerinin ‘öğrenme kanıtı’ olarak değerlendirilmesi dikkate alınmalıdır. Ayrıca TYMM, dijital ölçme ve değerlendirme araçlarını kullanarak öğrencilerin bireysel gelişimlerinin sürekli izlenmesini ve kişiselleştirilmiş geri bildirim süreçlerinin etkinleştirilmesini öngörmekle birlikte, sürdürülebilir bir gelişime ihtiyaç duymaktadır. Dijital ölçme ve değerlendirme araçları, TYMM’nin farklılaştırma ve süreç odaklı öğretim ilkeleriyle uyumlu bir yenilik alanı olarak öne çıkmakla birlikte; veri gizliliği, güvenlik ve fırsat eşitsizliği riskleri dikkat çekici eleştiriler arasındadır. Gerek oyunlaştırmanın gerekse dijital ölçme değerlendirme araçlarının öğrenme-öğretme ortamında etkili biçimde uygulanabilmesi, öğretmenlerin dijital pedagojik yeterliklerinin sürekli geliştirilmesine, hizmet içi eğitimlerin niteliğinin artırılmasına ve güçlü bir teknolojik altyapının (yüksek hızlı internet, VR/AR donanımı vb.) sağlanmasına bağlıdır. Aksi halde modelin iddialı dijital dönüşüm hedefleri, uygulama eksiklikleri nedeniyle sınırlı bir etki alanında kalabilir.
Kapsayıcılık, TYMM’nin adalet, saygı ve sorumluluk değerleriyle yüksek kavramsal uyum göstermektedir. Fakat uygulama düzeyinde özel gereksinimli bireylerin desteklenmesine yönelik somut mekanizmaların sınırlılığı, modelin en belirgin eksikliklerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Öğretmen eğitimlerinde kapsayıcı pedagojilere daha güçlü bir yer verilmesi, okul temelli destek sistemlerinin oluşturulması ve Bireyselleştirilmiş Eğitim Planları’nın hazırlanma ve uygulanma süreçlerinin izlenebilir hale getirilmesi önerilebilir.
Toplumsal eşitsizlik kapsamında, modelin bireysel farklılıklara odaklanarak yapısal eşitsizlikleri dolaylı biçimde ele alması, eğitimin dönüştürücü potansiyelini sınırlayıcı bir role bürünmesine neden olabileceği endişesi dile getirilmektedir. Dijital uçurumun azaltılması, sosyoekonomik farklılıklara yönelik hedefli politikaların oluşturulması ve izleme-değerlendirme mekanizmalarının güçlendirilmesi bu bağlamda öncelikli gereksinimler olarak karşımıza çıkmaktadır.
Son olarak, TYMM, öğrencilere yalnızca bilgi aktarmayı değil, aynı zamanda sorumlu üretim ve tüketim alışkanlıkları, çevresel duyarlılık ve toplumsal fayda bilinci kazandırmayı hedefler. Ek olarak “iklim değişikliği eğitimi” ve “sürdürülebilirlik okuryazarlığı” gibi temalar, bireylerin ekolojik farkındalıklarını geliştirmeye yönelik temel bileşenler olarak konumlandırılmıştır. Modelin iklim okuryazarlığını disiplinler arası bir eksende ele alması önemli bir kazanımdır. Bununla birlikte, yine öğretmen yeterliklerinin sorumlu üretim ve tüketim alışkanlıklarına, iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik okuryazarlığına ilişkin farkındalık kazanmaya yönelik dönüşümü destekleyecek biçimde güçlendirilmesi gerekmektedir.
Sürdürülebilir hedefler bağlamında güncel konulara uyum kapsamında bireyin psikolojik sağlamlığı düşünüldüğünde; iradeli, sağlıklı, cesaretli ve üretken bireyler yetiştirmek amaçlanırken; özgüven, özdenetim ve öfke kontrolü gibi becerilerin geliştirilmesinin, uyum ve küresel rekabet hedefinin ayrılmaz parçaları olarak ele alınması önerilebilir.
Özetle, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin yalnızca çağın eğitim ihtiyaçlarına değil, aynı zamanda insanın dijitalleşen dünyadaki varoluşsal sorumluluklarına da yanıt aradığı görülmektedir. Model, bireyi bir “teknoloji kullanıcısı” olmaktan çıkarıp, dijital çağın etik, estetik ve toplumsal boyutlarında etkin bir özne olarak konumlandırmayı hedeflemektedir. Ancak bu hedefin hayata geçirilebilmesi, 2030 sürdürülebilir kalkınma hedefleri bağlamında güncel konuların modele etkin ve işlevsel biçimde entegre edilmesi ile, güçlü bir öğretmen eğitimi ekosistemi, sürdürülebilir dijital altyapı, katılımcı bir politika tasarımı ve veri temelli izleme süreçleriyle mümkündür. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin (TYMM) başarısı, yalnızca bireylerin akademik bilgi ve becerilerini geliştirme düzeyiyle sınırlı kalmayıp, 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri doğrultusunda bu eserde ele alınan güncel konu ve alanlarda kazandırılan becerilerin toplumsal düzeyde etkin biçimde uygulanabilme kapasitesiyle de ölçülecektir. Bu bağlamda, TYMM; öğrencilerin küresel rekabet koşullarına uyum sağlayabilen, eleştirel, yaratıcı düşünen, problem çözen; dijital yeterlilik, dijital iyi oluş ve psikololjik sağlamlığa, çevresel farkındalığa, sorumlu tüketim, üretime sahip olma, öğrenmede yapay zeka, metaverse, oyunlaştırma ve dijital ölçme değerlendirme araçlarından etkin olarak yararlanan ve etik değerlere sahip olma gibi çok boyutlu yetkinlikleri kazanmasını destekleyerek, toplumla bütünleşen ve sorumluluk sahibi bireyler yetiştirmeyi hedeflemelidir ve işlevsel biçimde uygulamaya yansıtmalıdır. Şüphesiz modelin etkililiği, dolayısıyla, öğrenme çıktılarının bireysel düzeyden toplumsal etkiye taşınabilme düzeyi ve bu sürecin sürdürülebilirlik odaklı küresel çerçeveyle uyumu üzerinden değerlendirilecektir. Bu eserde yapılan tespitlerin, tartışmaların, TYMM’nin bilimsel temellerini güçlendirmesi, uygulamadaki karşılığını zenginleştirmesi, yeni araştırma fikirlerine ışık tutması ve Türkiye’nin eğitim vizyonuna etkin katkılar sunması temennisiyle…
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli: İncelemeler ve Yansımalar II Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli: İncelemeler ve Yansımalar II 9786255711465 Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli:  İncelemeler ve Yansımalar II