Yükseköğretim sistemleri, sanayi devrimi ile başlayıp günümüze kadar devam eden süreçte önemli işlevleri başarı ile yerine getirerek toplumların gelişmesine önemli rol oynamıştır. Günümüzde ise bilgi ve iletişim teknolojileri; genelde eğitimin her kademesi özelde yükseköğretimin bilgi üretme, eğitim-öğretim ve dikey hareketlilik gibi en temel işlevlerini yerine getirmesine bir yandan katkı sağlarken diğer yandan ona rakip olmaya başlamıştır.
Kitapta üniversitelerin tarihi süreci ile ilgili ilk kurulan üniversitelere değinilmiş, Türkiye ve ABD yükseköğretim tarihi kısaca sunulmuştur. Arkasından yükseköğretim sistemlerinin değişen dünya düzenine uyum sağlama yönünde ortaya çıkan trendlere yer verilmiştir. Lisansüstü eğitim süreci açıklanmıştır. Son olarak Amerika Birleşik Devletlerinden önemli devlet üniversiteleri ile Türkiye’nin üniversiteleri çeşitli yönleri ile karşılaştırmalı olarak incelenmiştir.
Üniversiteler globalleşme ile birlikte ortaya çıkan yeni duruma uyum sağlama çabası içerisine girmişlerdir. Globalleşen üniversiteler; çok kültürlü, çok dilli öğrencilere uygun öğrenme ortamları sağlama, global sorunlara global araştırmalarla bilgi üretme, hızlı, güvenilir erişilebilir bilgi üretme ve uluslararası ölçekte yetkinlik kazanmış bireyler yetiştirme gibi misyonlarını üstelenmek durumunda kalmıştır.
Kısaca yükseköğretim sistemleri; ister yüksek maliyetlerle sunulsun (ABD örneği), ister düşük maliyetle ve özveri ile yapılsın (Türkiye Örneği) temel üç işlevini yerine getirmekte zorlanmaktadır. Bunlar: Bilgi üretme, eğitim öğretim ve dikey hareketliliği sağlama olarak sıralanabilir.
Yükseköğretimde meydana gelen yeni eğilimler (Hesap Verebilirlik, Kalite, Kitleselleşme, Özelleşme, Dijitalleşme) dikkate alınarak ABD üniversiteleri ve Türkiye üniversitelerinin verilen bilgiler çerçevesinde güncel durumlarının değerlendirilmesi okuyucuya bırakılmıştır.